27 Haziran 2013 Perşembe

Locked Out Of Heaven


Güvenmek bir şey de değil, sadece "sen" diye bir kavram var.
Bendeki "sen"i kimseyle paylaşmak istememek gibi.
Ve bu "sen" yeri geldiğinde, bazen de yerli yersiz, derinden yakıyor.

Geri kalanı ise Bruno Mars - Locked Out Of Heaven gibi..
Daha fazlası belki ama azı değil.
Bil istedim, dinle isterim..

27 Ocak 2013 Pazar

Quinoa (Kinoa)



Ailesi ıspanak ve pancar olan kinoa, Güney Amerika Andlarında yetiştirilen otsu bir bitki çeşidi.
İnkalar tarafından 7 bin yıl önce yetiştirilen bir çeşit tahıl olduğu düşünülüyor.

Etli, besleyici yaprakları olan bu bitki salkım salkım bol çiçek açar ve bu çiçekler zengin besin değeri olan minik tohumlara dönüşürlermiş. 
İşte bu tohumların kurutulması ile kinoa tahıl olarak karşımıza çıkıyor.

İlk gördüğümde kuş yemine benzettim fakat bulgur kıvamında bir tahıl o yüzden kinoa ile tanışmamız sonrası ilk denemem kısır oldu.

İnkalar kinoayı "tahıl ana" olarak nitelendirmişlerdir. Bu tanımlama kinoanın değeri hakkında bize az çok fikir oluşturmaktadır.

NASA tarafından, astronotların beslenmesinde kullanılan kinoa, Birleşmiş Milletler tarafından da beslenmedeki önemi açısından önemle tavsiye edilen bir besinmiş.
Hatta 2013 yılı kinoa yılı olarak ilan edilmiş.

Türkiye'de yeni yeni tanınan bu tahıl diğer ülkelerde sağlıklı beslenme ile birlikte anılan ürünler arasında yerini almış bile.

100 gram kinoada 372 kalori var. 5.80 gram yağ, 69 gram karbonhidrat, 6 gram lif içeriyor. Bu nedenle de yağ bakımından fakir. A, B, C, D ve K gibi neredeyse tüm vitaminleri içeren kinoada kolesterol yok. 100 gram kinoanın bazı türlerinin yüzde 20’si protein.

Ben de bugün kendi kendime kısır-salata arasında kinoa ile bir şeyler denedim, güzel de oldu.
Kinoayı bence siz de bir an önce yemek listenize eklemelisiniz!

Bu arada glutensiz olduğu için çölyak hastalarına da alternatif olabilecek bir ürün.

Kinoa Salatası - (Kısır da denebilir belki)

Malzemelerimiz
1 bardak kinoa
2 buçuk bardak su
3 domates
2 salatalık
2 biber
1 yemek kaşığı biber salçası
Marul atom
Mısır tane
Zeytinyağı
Tuz, pul biber, karabiber, kekik, kimyon

1 bardak kinoayı zamanınız var ise yaklaşık 2 saat ılık suda bekletin. (Bu işlemi yapabiliyor iseniz kinoaları 1 buçuk bardak su ile haşlayın.)
Eğer benim gibi her işiniz acele ise yapacak bir şey yok deyip tencereye kinoayı ve 2 buçuk bardak suyu koyup suyunu çekene kadar kısık ateşte haşlanmaya bırakıyoruz.

Diğer yandan domates, salatalık, biber ve atom marulumuzu küçük kare kesim hazırlıyoruz.
Kinoa yaklaşık 15dakikada suyunu çekiyor. Altını kapatıp soğumaya bırakıyoruz.

Karıştırabileceğimiz bir kaba kinoayı alıp domates, salatalık, biber, marul, mısır tane ve 1 yemek kaşığı biber salçasını da ekleyip karıştırıyoruz. Fazla ezmemeliyiz, bulgura benziyor ama daha narin bir tahıl.


Ben göz kararı ile koyduğum için bir ölçü veremedim fakat tuz, pul biber, karabiber, kekik, kimyon da ilave edip üzerine yeteri kadar da zeytinyağı koyuyoruz.
Tekrar iyice karışmasını sağlıyoruz.

Gerek yemek yanında meze gerekse öğün atlama olarak gayet iyi gidiyor.

Denemelisiniz!


*Fotoğrafını çekemedim ama çekseydim yaklaşık olarak aşağıdakinin marullu hali olurdu.
Bu seferlik beni affedin.



Şimdilik hoşçakalın.


6 Ocak 2013 Pazar

Tırnak işareti içerisinde blablabla

Merhaba.
Yeni bir başlangıç yapmak için damarıma basılması gerekiyormuş sevgili okur.
Bugün sana takıldığım bir şeylerden bahsetmek istiyorum, aslında o amaçla geldim.

Tabi araya sıkıştırmalıyım ki buraları çok özledim. Bütün gün bir şeyler okuyacak ve yazacak kadar bolca zamanın olduğu dönemleri sıkı sıkıya tutup doyasıya yaşamak lazımmış belki. İnsan, hayatında bazen unutuyor ne için yaşadığını. Unutturuyorlar daha doğrusu, öyle bir şey getirip koyuyorlar ki önüne. "Sistem bu!" diye.
Sistemin bir parçası oluyorsunuz sonra..

Yine sistemin başka bir parçası olmak adına eğitimin tekindeyiz bugün H ile. Derse katılım şart.
Tanım ve örneklemelerden sonra bizim de kendimize göre bir amaç cümlesi üretmemiz gerekiyor.
Sıra bana gelince başlıyorum okumaya. Amaç cümlemin içinde geçen ve haliyle yangın söndürme talimatına da kendim isim saçmalamayayım düşüncesi ile"..blablabla talimatına göre.." diye yazdığım kısım irrite etmiş olacak ki günün sonunda konunun "blablabla"ya gelmesi ile benim de damarıma basılması bir oldu. "Kullanmayalım böyle şeyleri -iki elle tırnak işareti yapmak, blablabla kelimesi mesela- kendi kültürümüzde daha ne kadar güzel işaretler ve kelimeler var." diyor sevgili eğitmen hatun.

Her yanımız doğru ama bu gibi şeyler bozuyor zaten hayatımızı. Sonra da oturup kişisel özgürlüklerden falan bahsedersiniz, insanları kalıplaştırmaya çalışan insanlardan yakınırsınız. Sizin düşünceleriniz çok farklıymışçasına..

Evet canım, mesela sen de -kendi kültürünün üretimi olmayan eğitimler verdiğinin farkında olmadan üstelik- böyle saçma şeylere takılacak kadar zekisin(!) Kendi kültürümüzde yapılacak o kadar güzel şeyler var ki sen git eve gözleme falan yap bence.

İşte bu yüzden bazı eğitimler sertifika alma amacından ileri gidemez bazen.